Geç Prekambriyan ve Paleozoik dönemleri boyunca, Avrasya kıtasından Eski Tetis Okyanusu'yla ayrılan Hindistan alt kıtası, Gondwana kıtasının bir parçasıydı. Erken Karbonifer döneminde, Gondwana üzerine kıtasal riftleşme süreci başladı ve Erken Permiyan Dönemi'nde Yeni Tetis Okyanusu'nu oluşturdu. Böylelikle bugünün İran, Afganistan ve Tibet bölgelerinin bir kısmını oluşturan kıta parçaları Gondwana'dan ayrılarak kuzeye doğru sürüklendi. Daha sonra Norian (210 Ma) Dönemi'nde başlayan bir başka riftleşme süreci, Gondwana kıtasını ikiye ayırdı. Hindstan, Avustralya ve Antarktika ile birlikte Doğu Gondwana'yı oluştururken, Doğu ve Batı Gondwana'nın birbirinden arada okyanus kabuğunun oluşmasıyla ayrılması daha sonra gerçekleşti (160-155 Ma). Erken Kretase döneminde, Hindistan levhası Avustralya ve Anarktika'dan ayrıldı ve Güney Hint Okyanusu oluşmaya başladı (130-125 Ma).
Daha sonra Hindistan, Avrasya kıtası ile arasındaki okyanus kabuğu tüketilene kadar hızla kuzeye doğru sürüklenmeye başladı (84 Ma). Yaklaşık 6000 km yol katettikten sonra, okyanus kabuğu tüketilince bu sefer kıtasal kabuklar karşı karşıya geldi. Okyanus kabuğu, kıtasal kabuğa göre daha ince ve yoğun olduğundan, kıtasal kabuğun altına görece daha kolay batar. Ancak, kıtasal kabuklar karşılaştığında, bu kabuklar hemen hemen aynı kalınlıkta ve yoğunlukta olduğundan birbirlerinin altına kolayca batmazlar ve deformasyon meydana gelir. Hindistan ve Avrasya kıtalarının birbirlerine göre hızlarının 55 Ma civarında çok hızlıdan (18-19.5 cm/yıl) hızlıya (4.5 cm/yıl) düşmesinden, kıtasal kabukların bu zaman diliminde karşılaştıkları düşünülmekte. Yapılan ölçümler, tüm bu süreç boyunca Hindistan'ın kıtasal kabuğunda 2500 kmkısalma olduğunu gösteriyor.
Bu kısalmayı açıklamak için çeşitli model mekanizmalar öneriliyor. Birincisi, Hindistan kıtasal kabuğunun kısmen de olsa Tibet'in altına batmış olabileceği yönünde. İkinci modele göre (Molnar & Tapponnier 1975), Hindistan çarpışma esnasında Avrasya kıtasını oluşturan kıtasal parçaları hareketlendirmiş ve bunların yanal olarak yolundan çekilmesini sağlayarak kendine yer açmış olabilir. Diğer bir modele göreyse (Dewey, Cande & Pitman 1989), çarpışmanın etkisiyle Hindistan'ın kıtasal kenarında oluşan bindirme faylar ve katlanmalar ile Tibet kabuğunun deformasyonunun, bu kısalmanın bir kısmını karşılamıştır.
Kıtasal kabuktaki bu büyük miktarda kısalmada bu üç mekanizma da rol oynamış olmakla birlikte, Himalayaların yükselmesi, son mekanizmaya bağlıdır.
0 yorum:
Yorum Gönder